26 Mart 2021 Cuma

Erdem Yılı

  Kalbimi bıraktım puslu ve karanlık bir orman kıyısında..   Herkese yeni bir dünya,başka bir hayat,yeni bir yorumla  selamlar..   Her devrin ezileni,hor görüleni,engellenenidir kadın..çünkü günah kadınla başlar(tabii yersen).. bedeni mal,kalbi sadece organdır çünkü duygular ve istekler sadece erkekler içindir..   16 yaşına gelen kızları uzak bir ormanın içinde kapana kıstırdıkları,sözüm ona "sihirlerini" bulmak ve ondan arınıp daha iyi bir eş olmak için kampa sürgün edilen,burda göz göre göre delirtilen bazen de "içindeki sihre kapılıp " kampı terkeden ve geriye eksik uzuvlarla dönüp asla eskisi gibi olamayan kızların ; doğurganlığı biten kadınların bi şekilde şeytan ilan edilerek kasaba dışına sürülüp dışlanmasının hikayesidir Erdem Yılı..   Gözü kara,on erkek gücündeki esas kızımız,benin güzel kızım Tierney asla kasaba kızlarından biri değildir,dünyaya başka bakar,başka görür ve başka hisseder,sırf bu yüzden de kızların sergilenip erkeklerin kurbanlık koyun seçer gibi kendilerine "eş(!)" seçtikleri duvak gününde duvak sahibi olamayacağından emindir ama tabii evdeki hesap çarşıya uymadığı gibi bir baş kaldırınında fitili ateşlenmiş olur..   Okumaya başladığınız anda erkek hegemonyasını ve ataerkil düzeni hissediyorsunuz ve kasaba da kim var kim yok hepsinden nefret ederek,kelimeleri uzata uzata"Allah belanı versiiiiiinnn" deyip, arkasına bilumum küfürleri sıralayarak üzüm üzüm üzülüp ne olacak acaba merakına yenik düşüyorsunuz..   Okurken sanki kadın cinayetlerinin,cehaletin,erkek baskısının,kadının ikinci sınıf vatandaşlığını bir filmi seyreder gibi seyretmek can acıtabiliyor ama genel olarak distopya sevmeyen ben bile bu kitabı sevdim..hani derler ya,bir kadını eğitirsen o da bir nesil eğitir diye,tam da bu kitap için söylenmiş söz olabilir çünkü bütün dinlerin bir çeşit afyon olduğunu,kadının sindirilerek nasıl itibarsızlaştırıldığını çok açık görebiliyorsunuz.. Yazım dili oldukça akıcı,sayfaları nasıl çevirdiğinizi farketmeyebilirsiniz ama okuyunca asla pişman olmayacağınız kitaplardan..kitapla kalın..  


4 Ocak 2021 Pazartesi

Mektup Aşkları

 Kâğıtla kalemin bitmek bilmez birlikteliği, sonsuz aşklarının mührü, hayattaki en büyük ve en görünmez gezgindir mektup.. Varacağı yüreğe kadar hayatın ara sokaklarından ansızın çıkıp gelen, elden ele, şehirden şehire, yürekten yüreğe kimse farketmeden dolanan kahramandır.. Usul usul akan bi nehrin susarak isyana sürüklemesidir sessiz sedasız kendi halindeki kelimeleri.. Anlaşılmak istemektir yazılan mektuplar, “sözcüklerimle, dilimle gör beni” demektir.. Mektup Aşkları'nın derdi de buydu sanırım.. Uzaktan uzağa birbirlerini sözcüklerde görmeye çalışan, hayat savaşının içinde birbirlerine dostluk ve aşkla tutunmaya çalışan bir avuç gencin, ağır aksak yürürken kimi zaman düşüşlerini, kimi zaman ayağa kalkma çabalarını nostaljik bi yolculukla birlikte; hem toplumun dünden bugüne yaşadığı kültürel yozlaşmayı hem de solan umutların yeni filizler sürmesini de bütün çıplaklığıyla hayat sahnesinde gözler önüne seriyor.. Herkese keyifli okumalar..

Kitap temin adresleri:

https://www.iskultur.com.tr/mektup-asklari-2.aspx

https://www.babil.com/mektup-asklari-kitabi-leyla-erbil-is-bankasi-kultur-yayinlari

2 Ocak 2021 Cumartesi

Bütün Bir Ömür



 Eveeettt yılın ilk kitabının kapağını henüz kapatmışken sizleri Andreas Egger'la tanıştırmamak olmaz..Kendisini tanımak sizi kendi ıssızlığınızda bi yolculuğa çıkarabilir ; Andreas gibi karlı dağlarda bi başınıza bırakabilir zira yaşam zaten başlı başına zor bir yolculuk..

   Bütün Bir Ömür kitabı her ne kadar Andreas Egger'ın hazin ve bahtsız hayatını anlatmış olsa da aslında özet geçmiş diyebiliriz çünkü yazarımız bu konuda,"Anlatılanlar sadece ilgi çekici olaylar, resimler ve önemli anlardır; ölüm döşeğindeki bir insanın geriye baktığında yaşamına dair hatırlayacağı şeyler. Bu geçmişe bakış bir seçimle sınırlandırılmalıdır. Ve insanın şansı yaver giderse, bu seçim sayesinde hayatın özünü kavrayabilir." der ve size bunu iliklerimize kadar hissettirir..
  Daha önce Tütüncü Çırağı kitabıyla tanıştığım yazar bu defada Andreas karakteriyle okuyucusunu kalbinden yakalıyor ve sizi satırlarına hapsederek,Andreas'la birlikte Avusturya Alpleri'nde hüzünlü bir yolculuğa çıkarıyor ve bir yaşam ne kadar zorlu ya da ne kadar yalnız olabilir iliklerinize kadar hissettiriyor..
   Anlatımı yalın ve akıcı olan bu kitabı okumadan battaniyeleri ve sıcak kahveleri hazır etseniz iyi edersiniz çünkü elinizden bırakamayacaksınız..
Kitap temin adresleri: